Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

30 Ocak 2009 Cuma

Taksim-Harem-İzmit Turu - 08.06.2008

Bisikletliler Derneği' nin Boğaz Köprüsü aktivitesi için Scooty' i de yanıma alarak trenle İstanbul' a gittim.

Pendik' te trene benimle aynı aktiviteye katılmak için adını hatırlayamadığım bir ablamız katıldı.



Vapurda.



Vapurda Değirmendereli kaptan Coşkun Abimle karşılaşmıştım. Vapurda karşılaştığım diğer ekiple beraber Karaköy' den Taksim' e çıktık.

Coşkun Abi Taksim' de böyle poz verdi.



Kocaeli bölgesi gezgini Scotty, Taksim' de.



Taksim' de ilginç bir görüntü. Bir tuvaletin zaten modern olması gerekiyor. Temiz, bakımlı ve hijyenik olması gerekiyor. Tabelada büyük puntolarla modern diye belirtilmesi tuhaf olmuş. Olsun.. Güzel Türkiyemin renkliliklerinden..



Coşkun Abi ile Taksim' den çıkmadan evvel köprü aktivitesinden sonra İzmit' e doğru yola devam etmek için sözleştik. Ekip liderleri içinde bulunduğumuz büyük bisikletli grubuna geniş bir Avrupa yakası turu yaptırdıktan sonra çevre yoluna soktular. Çevre yolu ve Boğaziçi Köprüsü bizler için trafiğe kapatılmıştı.

Coşkun Abi köprü başında böyle poz verdi.



Scotty, Ortaköy Viyadüğü' nde.



Boğaziçi Köprüsü' nde bisikletçiler. Hemen herkes hatıra fotoğrafı çektiriyordu. Polis ise arkadan gelip işimizi çabuk bitirmemizi ve köprüden ayrılmamızı anons ediyordu. Trafiği bir an önce açmak istiyorlardı çünkü.



Hatıra fotoğrafı çekilmeden olmaz.



Scotty, Boğaziçi Köprüsü' nde. Arka planda Ortaköy Camii göze çarpıyor. Benim gibi yükseklik korkusu olan birisi için kabus gibi bir yer.



Köprü çıkışındaki gişelerde.



Köprüde yaptığım en yüksek hız. Ehhh.. Fena değil..



Köprüden sonra Harem' e geçip, bisiklet çekilişi için bir süre bekledik. Sonra Kadıköy' e geçip sahildeki dönercilerin birinde karnımızı doyurduk. Yola çıkmadan önce iki hatıra fotoğrafı aldım. Arka planda Haydarpaşa bizi izliyor.




Sahil yolunu takip ederek Pendik' e vardık. Oradan D100 karayoluna çıktık ve ilk benzincilerden birinde duruş yaptık. Oradaki personeller bize çeşitli sorular sormaktan kendilerini alamadılar. Yer Tuzla civarı.




Kocaeli İl Sınırı' ndan geçtikten sonra yağmur başladı. Bende geride kalan Coşkun Abimi beklemek için bir köprünün altındaki polis aracının önünde durdum.



Coşkun Abim köprü altında bekleyen bana yetişti. Bu noktada üstümüze giyebileceğimiz ne varsa giydik. Bu noktadan sonra Dilovası' na kadar yağış altında gittik. Geniş bir yol, yağış, çirkin bir yerleşim, sık sık geçen kamyonlar, sanayi kuruluşları ve ağzımıza giren ağır metal artıklı çamurlar yüzünden sıkıcı bir etap oldu.



Dilovası' na hatrı sayılır bir hızla indikten sonra geçtiğimiz bir köprüden tarihi bir köprüyü gördüm ve hemen fotoğrafladım. Demiryolundan görünmeyen bu tarihi köprü, sanayi kuruluşları arasına sıkışmış bir güzellik. Asit dolu havaya direniyor.



Bisiklet turundayım ama rota demiryolu kenarından geçtiği için bir gözüm demiryolunda. Tavşancıl İstasyonu' nu görünce durdum ve hemen fotoğrafladım.



Tavşancıl' dan çıktıktan hemen sonra arka lastiğim, Nuh Çimento Limanı önünde patlayıverdi. Nuh Çimento Limanı' ndan yapılan hurda nakliyatı sırasında yola minik bir metal parçası düşmüş ve arka lastiğim üzerinden geçerken lastiğimle birlik olmak istemiş ve bu esnada lastik patlayıverdi. Yedek iç lastiğimi taktıktan sonra yola hemen devam ettik.

Bende o arada fotoğrafımı çekiverdim. Lastik patlak, yüz çamurlu ama her şeye rağmen gülümser.



Coşkun Abi ıslak yolda normal hızda seyrediyor.



Yolculuk Hereke' den sonra oldukça monoton biçimde devam etti. Hereke' de bir kamyonun arkasına girerek Hereke çıkışındaki inişte 60 km/h' ye yaklaştım. Coşkun Abiden fazla kopmamak için kamyonla irtibatı kestim. Şirinyalı mevkiinden sonra rüzgâr karşıdan geliyordu. Geçen kamyonlar ve geniş, düz yol, ters rüzgâr beraber büyük bir sıkıcılık oluşturdu. Sıkıcılığı bozmak için Tütünçiftlik geçişinde bir kamyonun daha hava boşluğuna girerek Tütünçiftlik ışıklarını hızla aştım. Derince Tüneli' ni de hızla aştıktan sonra tünel çıkışında Coşkun Abiyi bekledim. Sonra normal biçimde İzmit' e devam ettik.

İzmit' te Seka Camii önünde ayrıldık. Coşkun Abi sahil yolunu kullanarak Değirmendere' ye devam etti. Bende merkezdeki ışıkların birinden şehre giriş yaptım.



İzmit' in merkezi yerlerinin biri olan Belsa Plaza önünde turu sonlandırdım ve eve doğru devam ettim.




Coşkun Abiye ve Bisikletliler Derneği' ne katkılarından ötürü teşekkür ederim.

Toplam mesafe 130 km. civarı.

28 Ocak 2009 Çarşamba

İstanbul Şehir Turu - 11.12.2008

2008 yılı Kurban Bayramı' nda Cihat ile kültürel amaçlı İstanbul turu yapmaya karar verdik. Amacımız Pendik sahilinden Sarıyer' e kadar uzanmaktı ama trafikte fazla hırpalanmamak için Kuruçeşme' ye kadar gitme kararı aldık. Kuruçeşme dönüşünde de doğduğum semt Nişantaşı' na gitmeye çalıştık ve neticede başardık. Nişantaşı' ndan Taksim ve Tünel' e geçip, Haydarpaşa' da turu tamamladık.

Gelelim fotoğraflara..

Sabah 04.30 gibi kalktım ve 06.24' de İzmit' ten geçen 11601 numaralı Adapazarı Ekspresi için hazırlandım. 6 ya doğru sokakta idim. Uykudaki İzmit' in boş caddelerinde keyifle bir kaç tur attım. Gara gitmeden önce Pişkin fırınından taze pohoçalar aldım ve çantama zulaladım.

11 Aralık 2008 sabahı, İzmit standartlarına göre soğuk bir sabah idi. Gidon termometrem, fırının önünde 2.4 derece diyordu.



Bisikletler trende.



Cihat.



Pendik sahilinde sabah. Sahildeki bisiklet yolunda Kadıköy' e doğru pedal çevirirken bize sabah sporlarını yapan halkımız eşlik ediyordu. Bisiklet yolunun ve Bağdat Caddesi' nin tenha oluşu ve normal tempomuz bizi Karaköy vapuruna tam zamanında yetiştirdi.



Cihat, Pendik sahilinde.



Vapurdan Topkapı Sarayı.



Bisikletlerimiz vapurda.



Vapurdan indiğimiz Karaköy' den Sirkeci' ye geçip, kayıp olan E52502 numaralı lokomotifin izini aradık. Sirkeci makinistleri, kayıtlarında bu lokomotifi aradılar ama nafile. Sirkeci' de oyalandığımız sırada Selânik' ten Dostluk/Filia Ekspresi geldi.



Scotty' de bilmediğim bir şey var. Hayvanları kendisine çekiyor. Sirkecili bu pisicik, Scotty ile yakından ilgileniyor.



Cihat, Sirkeci' de.



Sirkeci' de lokomotif arama tarama faaliyetimizi bitirdikten ve bu muhteşem gar binasını gördükten sonra diğer bir muhteşem mekan olan Topkapı Sarayı girişine hareket ettik. Saray kapısından içeriye bisikletle girmemize güvenlik izin vermeyince bizde saray kapısının yanıbaşındaki Sultan Ahmet Çeşmesi' nde fotoğraf çekildik.




Ayasofya' dan bir parça.



Fıskiyeli havuz ilgimizi çekti. Önünde fotoğraf çekilmezsek olmazdı.





Ayasofya önünde de hatıra fotoğraflarımızı çektik. Bu fotoğrafların ardından frenlerimin balataları kırmızı alarm vermeye başladı ve harıl harıl açık bisikletçi aradık. Açık olan bisikletçilerde de Avid uyumlu disk balatası sorduk. Beşiktaş' taki Bike & Outdoor' a son çare olarak uğradık ve uyumlu balatalardan ellerinde olduğunu öğrendim. Ön ve arka balatalarımı değiştirip yola devam ettik.




Sultan Ahmet Camii ve Cihat.



Kuruçeşme sahilinde, fotoğrafta pek belli olmasada karnımızı doyurduk.



Nişantaşı' na kuzey taraftan ulaşmak umuduyla yanlış yola girince Boğaziçi Köprüsü' nün altına ulaştık. Orada poz vermeden edemedik. Biraz daha yukarıya tırmanınca çok alakasız bir yere çıktığımızı anladım ve hemen aşağıya inip, Beşiktaş üzerinden Nişantaşı' na tırmanış yaptık.




12 yıldır gelmediğim, doğum semtime uzun yıllardır ilk kez geldim. Fazla olmasada Nişantaşı özlemini çekiyordum.

Scotty, Nişantaşı' nda.




Cihat' tan, yeni aldığı şapkasıyla artistik bir poz.



Nişantaşı' nda klasik bir öz portrem :)



Nişantaşı' ndan Taksim' e akıcı trafikte süzülerek gittikten sonra İstiklal Caddesi' ne girmek istedik ama o kadar yoğun bir yaya trafiği vardı ki girmekte zorlandık. İlk başta, cadde içinde ilerlemeye çalıştık ama kalabalıkla baş edemeyeceğimizi anlayınca ara sokaklara dalıverdik. Bir noktada yeniden caddeye döndük. Oradan sonra İngiliz Konsolosluğu' na çıkan sokağa girdik. İtalyan Kültür Merkezi önüne çıkan yolu takip ettik ve İtalyan Kültür Merkezi önünden ara sokaklara dalış yaptık ve Tünel girişine çıktık. Dik rampaları inmeyi seven bizim gibi bisikletlilerin Tünel finikülerini kullanması doğru olmazdı tabi.. Bizde Tünel' in sağ tarafındaki sokaktan Karaköy' e süzülüverdik ve tam zamanında vapura yetişiverdik.



Vapurdan Haydarpaşa' ya indiğimizde 16.37' de kalkan 11616 sefer sayılı Adapazarı Ekspresi' nin kalkışına 20 dk. vardı. Trene de tam zamanında yetiştik.



Biraz hızlı bir kültür turu olsada güzel oldu. İstanbul' un bisikletle de olsa bir günde gezilemeyeceğini çok iyi öğrendik.

Sevgiler..
Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.