Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

4 Nisan 2011 Pazartesi

LİP: 2. Anlatım: Milazzo-Vulcano: 25-26.03.2011

25.03.2011 Cuma

Sakin geçen bir gecenin ardından, Milazzo İstasyonu' nda yeni bir güne uyanıyorum. Bugün bisikletle uzun yol gitmeyeceğim için oldukça rahatım. Zamanım bol. Acelem yok.

Dün gece kamerama böyle gülümsemişim.


Birazcık yolcu tantanası var, ama çok rahatsız edici düzeyde değil. Saat 05.30 sularındaki ilk tren zamanlarına kadar gece boyunca, uyuduğum yere kimse girip çıkmadı. Milazzo İstasyonu' nda uyuduğum yer ve istasyona ait çeşitli fotoğraflar. Tuvalet, kahvaltı v.s. gibi klasik safhaları yaşıyorum.









Milazzo İstasyonu' nun arkasından Etna görünüyormuş. Çok sevindim.


Milazzo İstasyonu' nun arkası.


Milazzo şehir merkezi girişinde hemzemin geçit, yüksek gerilim uyarısı tabelaları filan vardı ama demiryoluna ait hiç bir iz fark edemedim. Neticede buradaki eski hat 1991 yılında kapatılmış. 1991 yılından beri, tam 20 senedir o tabela kaldırılmamış. Vay be..

Milazzo sahiline ulaştım. İstasyon-sahil arası 3 kilometre kadar.






İtalya' da da kirli yerler var. Gerçekçi olmak lazım.



Milazzo.



Eliseler gelene kadar yakındaki bir parkta oturdum.










Sonra Siremar firmasının ofisine gittim. Ofisin dışında asılı Stromboli haritası.




Eliseler geldi.. Hoş geldi..


Catanialı bisiklet arkadaşlarım. En sağda saçları görünen Elise, ortada Giulia, solda arkası dönük duran Alessio. Giulia, bizi yazlığında ağırlayacak. Tek bisikletli benim.


Siremar ve diğer firmalarla konuşmamıza rağmen bisikletimi deniz otobüslerine alıp alamayacakları meçhul. Kaptanlarla konuşacağız. Bir yerden nefislikler alıyoruz.


Bu, peynirli çiğ böreğe çok benziyor. Çiğ börekten iki belirgin farkı varsa onlar hamurunun daha kalın olması ve içinde domatesli bir topak olması. Tanesi 1.5 Avro. 



Bu aliscafo (hydrofoil) hızlı deniz otobsüne beni almadılar. Giulia ve Alessio bu tekneyle Vulcano' ya gidiyorlar. Elise benimle akşamki feribotu beklemeye başlıyor.



Parka geçiyoruz.










Güvercinleri besliyoruz.


Sonrada canımız Türk kahvesi çekiyor.



Fotoğraftaki bisikletli amcamız (fotoğraf çekilmeden önce) yanımızda duruyor. Hiç sesini çıkarmadan, bisikletin sepetindeki örtüyü kaldırıp Elise' nin eline koca bir portakal tutuşturup, tepki vermeden yanımızdan ayrılıyor. Elise ile bakışıp, durumu anlamaya çalışıyoruz. Komik bir an.



Bu portakal organik görünmesede taze taze yenmesi lazım.




Çok sulu, çok lezzetli.



Elise, bisikletimi deniyor. Uzun yolların nazsız kraliçesi olma adayı.





Milazzo' dan bir görünüm daha.


Siremar' ın camında asılı gemi saatleri. Siremar' a ve diğer firmalar olan NGI, Uscita Lines' e çok kızgınım. Beni, pardon bizi yok yere saatlerce burada beklettiler. Neyseki kendilerini adalar arası ulaşımda affettireceklerdi.


Biletlerimizi aldıktan sonra bir süpermarkete uğruyor ve limana geçiyoruz.



Gemimiz geldi.


Biletim. Üst tarafı görevliye kalacak. Alt tarafı bana.


Biletimin arkası.


Feribot yanaşıyor. Lipari Adaları küçük olduklarından fazla feribot seferi yok. Otomobille Sicilya' ya gelip, Lipari Adaları' nı gezmek isteyenlerin otomobillerini Milazzo' da bırakmaları ve aliscafolarla adaları gezmeleri çok daha uygun olur. Nitekim otomobil ücreti bu feribotun Milazzo-Vulcano seferi için 55 Avro civarıymış. Vulcano ve Lipari' de araç kiralanabiliyor. İnanın adalarda araç kiralamanız arabanızı adalara çıkartmanızdan daha ucuza gelir. Stromboli' de plajdaki yol haricinde otomobillerin bile gireceği genişlikte yol olmadığından gereksiz yere uğraşmış olursunuz. Motorsikletli gezinlerin işleri nispeten daha kolay tabi. Yinede feribot seferlerine uymak zorunda kalırlar.

Bu gemiden önce başka bir aliskafa daha binmeye çalıştık, fakat Uscita Lines' ın görevlileri hayır dedi.

Geminin yanaşması, gelen araçların inmesi, biniş öncesindeki bekleyişim sırasında çektiğim tabela fotoğrafları ve gemide Scottino' nun yerini almasını konu edinen fotoğraflar.








Gemide yerimizi aldık. Hava kararıyor.



Milazzo, gece moduna geçerken limandan ayrılıyoruz.



Yolculuk sırasında.


Vulcano - Porto di Levante.

Gemiden inmeden önce geminin içi kükürt kokmaya başlıyor. Vulcano' da kükürtlü buharları çıkartan fümerollerin olduğunu biliyordum ama limandaki geminin içine kadar etki edecek kadar güçlü olduklarını tahmin etmiyordum.





Geminin neden kükürt kokmaya başladığını burada anlıyoruz. Limanın hemen önünde aktif fümeroller var. Yolun kenarından buharlar püskürüyor. Elise kendini Mars' ta hissediyor. Hakikaten burası bir acay.ip görünüyor. Adada en son 1892' de püskürme yaşanmış olmasına rağmen, biraz ürküyorum.




Bu fotoğraflardan sonra Giulia ve Alessio karanlığın içinde beliriveriyorlar ve hemen Giulia' nın evine gidiyoruz.

Giulia' nın yazlığında kalacağız. Yazlığındaki tüplü olacak çalışmıyor. Ne büyük sorun! Hemen biraz alkol rica ediyorum. Benim minik alkol ocağı 4 kişilik makarnayı 45 dakikada pişiriyor. Giulia ve Alessio, temizlikte kullanılan alkolle makarna pişirilince çok şaşırıyorlar. Makarnanın yanında servis edilecek, mantarlı, suni etli, kremalı yemek ise elektrikli ocakta pişiyor.


Soframız.


Alkolle pişen makarnamız peperoni sosuyla güzelleşiyor.


Vulcano ekmeği.


Gözüm Elise' nin tabağında. Aynısı bende de var tabi. :)


Bu da benim tabağım. Soyadan yapılma yapay etleri Elise, Giulia ve Alessio bana sevdirdi.


2. Gün bilgileri:

11.13 klm.
174.14 klm toplam.
6.6 km/h ortalama, 26.8 km/h maksimum hız.
01.40.02 saat (molalar hariç seyir süresi)

---

26.03.2011 Cumartesi

Parçalı bulutlu bir havaya uyanıyoruz. Uyanır uyanmaz, Elise ile balkona çıkıp Vulcano' yu ilk kez gündüz gözüyle görüyoruz.



Giulia' nın evindeki şirin bisiklet.


Elise ile dışarı çıkıyoruz. Etrafı tanıma vakti. Elise, muz çiçeğinin taç yaprağından kendisine şapka yapıyor. Çok yakıştı.



Giulia' nın evinin olduğu sitenin girişi.


Eve iki yüz metre kadar ötedeki çamur banyosu. Suyu sıcak değil. Bu mevsimde bu suya girmek cesaret ister. Beni yemez. Bu su kükürt açısından çok zengin olduğundan bedeninize sinecek kükürt kokusu yüzünden burnunuz zor anlar yaşayabilir.


Çamur banyosunun olduğu yerde fümeroller var. Fümerollerin etrafı kükürt kristalleriyle kaplı. Son derece hassas yapıdalar.


Bunlar da ganimetlerim :)


Yarın Lipari' ye geçmem gerektiğinden feribot saatlerini öğrenmem gerek. Bu yüzden Siremar' ın bürosunu arıyoruz.




Buldukkkk..


Siremar bürosunda sadece gemi saatleri belirtilmiyor. Messina' ya ait tren saatlerinin bilgisi de var.

Yürüyerek gezmeye devam.


Bisikletin yaşı yoktur. Helal olsun teyzeciğime.


Ufak bir meteoroloji istasyonu.


Elise' nin şapkasını deniyorum. Yakışmış mı acaba..?


Ada merkezi, bisiklet kullanımı için çok uygun.


Burada bir kafede oturduk ve Giulia ve Alessio ikilisiyle buluştuk.

Ada sokaklarından başka görüntüler.




Bu alev ağacı.




Gran Cratere' ye (merkezdeki buhar tüten büyük krater) doğru yürümeye başlıyoruz.

İtalyanlar Türk işi ağaç budaması yapmışlar. Giulia bu duruma çok öfkeleniyor. Okaliptüsler kuşa dönmüş.


Kratere doğru yürümeye devam. Yürürken sık sık fotoğraf çekiyorum.


391 metre yüksekliğe yürüyerek tırmanacağız. Fotoğrafta görünen tepenin en yüksek noktasına.


Sokaklar çok güzel.


Çeşitli görüntüler.













Türk tipinde budanan bir ağaç. Kelaynağa döndürülmüş.




Haydün gençlik.. Tırmanış başlıyorrrr...





Giulia, kratere muhtemelen defalarca kez çıktığı için bizden ayrılıp merkeze dönüyor ve yola üçümüz devam ediyoruz.

Hayatımda bulduğum ilk obsidiyen (volkan camı). Jeolojik haritalara göre obsidiyeni Vulcano' da bulmamam gerekiyordu. Nitekim Vulcano' da başka obsidiyen bulamadım.


Tırmanırken manzaralar manzaraları kovalıyor.





Kratere çıkış ücreti olarak kişi başı 3 Avro veriyoruz. Tatlı bir teyzemiz biletçilik yapıyor. Hoş bir işyeri. Doğa, manzara, kuş sesleri, çiçek kokuları ve uyuyan, dumanlı bir yanardağ.


Tırmanış fotoğraflarıma devam. Eğim %20-30 civarı. Zemin çok yumuşak. Bisiklete binerek yokuşu tırmanmak imkansıza yakın. Patinaj festivali olur yoksa. Dağ bisikleti yada serbest sürüş bisikleti için ise krater yolu ideal bir iniş güzergahı. Fakat çıkışa uygun değil. :)


Piroklastik akıntılar, tepenin yamaçlarını şekillendirmiş.



















Bir hayal daha gerçek oluyor. Vulcano' nun büyük kraterinin buharlarını görüyorum.



Muhteşem bir yer. Bu fotoğraf sanırım Elise' den.


Kükürt toplamaya başlıyorum. Fotoğraf: Elise.


Bu fotoğraf da Elise' den olmalı.


Elise' den fotoğraflara devam. Ben madencilik yaparken, Elise fotoğrafçılığı üstleniyor.





Bu fotoğraflar sanırım benden (ne fark eder).







Topladığım kükürtlü parçalar. Fotoğraf: Alessio Marchetti.




Burada acil durumlar için hazırlanmış bir helikopter pisti var.




Canım Türk kahvesi istedi. Ama ocağımı yanıma almayı unutmuşum. Ne büyük sorun. Neyseki uyuyan bu yanardağın kükürtlü sıcak gazlar püskürten delikleri var. Bunlardan en az gaz püskürten olanlardan birini ocak olarak kullanıyorum. Fazlaca buhar püskürtenler gerçekten yakıyor ve zehirliyor. Ufak çekicimle ocağı şekillendiriyorum.

Fotoğraflar: Elise.




Elise hortum yakalıyor.


391 metrelik zirve noktasına doğru yürümeye başlıyoruz.


Fotoğraf: Elise.


Devam.





Elise bir volkan bombasını koltuk olarak kullanıyor.


Tam zirveye geldik. Rakım 391.

Alessio pozlar veriyor.



Manzara muhteşem.


Burada birisinin unuttuğu kükürt parçalarını buluyorum. Oldukça saf olduklarından cebime atıyorum.


Adanın en yüksek yeri olan Monte Aria' ya bakış. Orası 500 metre rakımlı. Vulcano Adası tümüyle volkanik. Gran Cratere, Aria Dağı' nın olduğu kalderanın ortasında büyümüş.



Manzaralara devam.










Bu pozu vermek hakkımdı. Fotoğraf: Elise.


Bu volkan bombası bir zamanlar havada süzülmüş.



Burası muhteşem bir yer.








Elise ile kraterin içine inmeye karar verdik. Fotoğraf: Alessio Marchetti.

                                      

İniyoruz. Amacımız aşağıdaki büyük fümerollere ve daha saf kükürt kütlelerine ulaşmak.


Buradan sonraki oldukça dik. Rüzgâr ters estiği için zehirli buharları kraterin içine yönlendiriyor. Yanımızda solunum ekipmanı olmadığı için aşağıya inmemiz hayati tehlike arz edebilir. Aslına bakarsanız bu seviyede bile olmamız tehlikeli.


Fotoğraflar: Alessio Marchetti.

                                     

                                     

                                      

Korumalı elbiseler ve oksijen maskesi olmadan büyük fümerollere yaklaşmak çok tehlikeli. Bunlar yüzlerce derece sıcaklığında zehirli buhar püskürtüyorlar.

Fotoğraflar: Elise.



Bu uygun bir aday. Oksijen oranı azalmaya başladı. Hava çok zehirli. Bu fümerolün yanından bir kaç parça kükürt alıp hemen yukarıya çıkıyoruz.

Buhar püskürten diğer ana fümeroller çok sıcak ve zehirli. Havadaki nemle birlikte kükürtlü buharı soluduğunuzda solunum sisteminizde sülfürik asit olarak toplanabilir. Sülfürik asitin akülerde kullanılan bir sıvı olduğunu söyleyeyim. Boğazım asit birikimi başladığından dolayı yanmaya başladı.

Fotoğraf: Elise.


Temiz havaya ulaşmak çok hoş bir duygu. Hele ki güzel ganimetler edinmişseniz. :)

Fotoğraf: Alessio Marchetti.

                                     

Yukarı çıktıktan sonra krater zehirli buharla doluyor.


Fotoğraf çeke çeke aşağıya iniyoruz.







Doğal bir köprü.


Elise bir şeyler çiziyor.






Vulcano Gran Cratere biletçisi ablamız arabasında dikiş nakış yapıyor. Sicilyalılar Türklere bu kadar benzer.







Şehir merkezine geldik. Güzellikleri fotoğraflamaya devam.










Süpermarketten "bresola (sığır pastırması)" diye aldığım ürünün tadı pek bresolaya benzemiyor. Hepsini yiyemeden elden çıkartıyorum.


Sözde bresola yerine ton balığı fletosuyla doyunuyorum.


Ardından da taze bir tabak makarna.


Scottino bugün dinlendi.


Ama çocuk bisikletçiler aktif.


Yediveren palmiyesi galiba :P


Bisiklet arabalarının nasıl gittiğini çok merak ediyordum. Giulia bu çocukları durdurdu. Türk bisikletçi olduğumu söyleyerek benim için ekstradan geçiş yapmalarını rica etti. Sempatik çocuklar ricayı geri çevirmedi tabi :)


Bu aracı döndürmek oldukça zormuş. Bunun gelişmiş bir versiyonu ile uzun yola çıkmak isterim.


Motorlu araç sürücüleri çok saygılı.




Sağ olun çocuklar.


Bir dükkan dekoru.


25 Avro' ya bir araba kiralayıp Monte Aria yöresine gidiyoruz.



Gran Cratere.


Çok güzel yöreler.




Burası bir sismoloji istasyonuna benziyor.


Buralardan harika dağ bisikleti parkurları olur.





Adanın en güney ucundaki Scolaticci mevkiine indik. Muhteşem bir yer daha.





Birileri ziyafet çekip, kalanları martılara, kedilere bırakmış.


Bir müren balığı son nefesini vermiş.


Günün akşamında kayda değer bir şey olmadı.

Güzel günler.

Bilgiler:

00.01 klm (10 metre)
174.15 klm toplam.
2.1 km/h ortalama, 6.8 km/h maksimum hız.
20 saniye (molalar hariç seyir süresi)

----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

1 yorum:

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.