Bisiklet turlarimin finansmani icin sanatsal olan fotograflarimin telif haklarini satisa cikarmaya karar verdim. Ilgilenen olursa sayfanin ozel mesaj butonundan veya baymineral@gmail.com adresinden satin almak istedikleri fotograflarin linkleri ve fiyat teklifleriyle birlikte bana ulasabilirler. - Baki Berk Kayalar

26 Şubat 2013 Salı

B4 V2 Türkiye Turu 13. Anlatımı: 26-29.06.2012

41. Gün:

Gemiş Köyü' nde orta rahat uyku. Sabah lokumlu kahvaltı ve genel temizlik. Biraz uyuklamak istedim ama Kuran Kursu öğrencileri beni bunaltınca uyuyamadım. Şarj işlerimi hallettim. Zabıta bana çay ikram etti. Yola çıktım. Yol kenarındaki su kaynaklarında çamaşır yıkayanlar ilginç göründü. Yol yapımı vardı. Silindirin yarattığı titreşimleri bisiklet üstünde hissetmek ilginçti. Yerleşimlerden uzaktaki su kaynaklarından birinde mola verip buz gibi suyun tadına baktım. Çamaşırlarımı yıkadım. Başmakçı kasabasına kırkikindi türü gökgürültülü sağanak yağışın riski altında girdim ama yağışa yakalanmadım. Başmakçı' da tavuk ekmekle karnımı sıkı fıkıya doyurdum. Yediğim iki tam tavuk ekmek, Başmakçı-Dinar yolundaki hafif yokuşların ağır geçmesine sebep oldu. Dinar' a ilerlerken Anadolu' da olduğumu yakınen hissettim. Bir yerlerden gelen çoban kavalının sesi, rüzgârın uğultusu ve gökgürlemeleriyle birlikte nefis bir melodi oluşturuyordu. O anlarda yaşadığım duyguları anlatmak zor. Dinar' a girmedim. Burdur istikametine doğru devam ettim. Afyonkarahisar' a bağlı son köy olan Dikici' nin iyi olmayabileceğine dair bilgiler alınca şansımı Isparta' nın ilk köyü olan Kaplanlı' da denedim ve süt toplanan yerin yanına çadırımı kurdum. Kaplanlı' da bir erik ve ıhlamur ağacı çok güzeldi. Çadırımı kurduktan sonra sıcak ıhlamur yaptım. Çok hoştu.

59.21 klm > 2872.56 klm.
14.2 km/h ortalama, 43.9 km/h en yüksek hız.

Gemiş' te sabah.












Çamaşır yıkayıcıları.


Acıgöl.


Yol çalışması.






Gemiş-Başmakçı yolundan manzaralar.




Bu su kaynağında mola verdim.









Motorize ot toplayıcı.



Başmakçı yolu.









Başmakçı.




Başmakçı-Dinar yolu.








Dinar-Burdur yolu.







Kaplanlı Köyü.






42. Gün:

Toparlandıktan sonra Keçiborlu' ya gitmek için engebeli ama kestirme bir yolu kullanarak karşı köye (Aydoğmuş) geçtim. Burada kahvaltımı yaptım. Keçiborlu yolundaki yokuş çok sıkmadı. İnişi pek zevkliydi. Keçiborlu' ya esas geliş sebebim sadece geçmek değil, ilçedeki kükürt madenlerini ziyaret edip biraz kükürt örneği toplamaktı. Bunun için önce ilçedeki bir kahveye yanaşıp eski madencilerle konuştum. Bilgi aldım. Madenler kapatılmış. Ama posalarından bir şeyler bulabilirmişim. Maden bölgesine (Değirmendere) gidip maden artıklarının atıldığı yerin yanındaki istinat duvarından sızan kükürtlü sulardaki kükürtlerin yoğunlaşmasıyla oluşan narin parçalardan topladım. Onlar Burdur' a kadar bisiklet üstünde gidip, kargoyla eve gönderilecekti. O kadar hassas parçaların eve fazla hasara uğramadan ulaşmış olduklarına çok seviniyorum. İtalya volkanlarında hoşuma gitmeye başlayan kükürt kokusuna bugün doydum.

Dinar yolu kavşağında kırmızı ışıkta durunca diğer araç sürücüleri bana tuhaf tuhaf baktı.

Keçiborlu-Burdur yolunda rüzgârı arkama alıp yardırırken arka tekerimin jant tellerinden birisi daha kopunca korktum. Tel kopma anında "tınnnnnn....." diye bir ses çıkıyor. Bu kopmayla beraber arka jantımda 3 tel eksildi ve bu benim onarım yapmam gerektiğini işaret ediyor. Burdur' a kadar başka tel kopmaması için çok temkinli gittim. Burdur sapağından itibaren asfalt kalitesi düzeldiğinden çok rahat ettim.

Burdur' a girdikten sonra kargo şubesinden babamın gönderdiği rulmanları aldım ve bisiklet & motorsiklet tamircilerinin olduğu sokakta uygun bir tamircinin önüne yanaştım. Normalde kaset ruble sökme anahtarım var. Ama ağırlık olmasın diye zincirli aleti ve 25 lik açık ağzı taşımadım. Bunlara ihtiyaç duyduğumdan tamirciye uğramak zorunda kaldım. Normalde bisikletimi elletmemeye çalıştım. Sadece aletleri kullanacaktım. Gene de rubleyi sökecek doğru dürüst bir zincirli anahtarı olmadığı için mecburen dokundu. Zaten çok düzensiz bir yerdi. Karmakarışıktı. O karışıklıkta bir şeyler unutmamak için çaba sarf ettim. İmam kılıklı tamircinin ukela havası da bunaltıcıydı.

Bıcır' ın rulmanları gelmesine rağmen o ortamda değiştirmeye cesaret edemeyip yola koyuldum. Kargo şubesine tekrar uğrayıp kükürtleri gönderdim. Antalya yolunda bir süre ilerleyip Yazıköy' e girdim. Yazıköy' den Gölcük ve Isparta' ya gideceğimi oraların köylülerine anlatmakta zorlandım. Yol yok filan diyorlardı. Yazıköylü çocuklar beni bunalttı. Bölgede tam donanımlı çok fazla meyve ağacı olduğu için çok hızlı gidemediğimi unutmamak gerek. :) Turistlerin çok nadiren uğradığı ücra Günalan Köyü' nde iyi karşılandım. Cami ve kahvenin önüne kuruluverdim.

69.98 klm > 2942.54 klm.
13.9 km/h ortalama, 46.7 km/h en yüksek hız.

Aydoğmuş yolu.


Aydoğmuş Kasabası.



Aydoğmuş-Keçiborlu yolu.









Keçiborlu.







Kükürt birikintileri.





Kükürtlü maden artıklarının döküldüğü saha.



Bu parçalar şu an evde.



Keçiborlu.


Burdur yolu.










Burdur' da tamirci molası.






Burdur.


Burdur' dan sonra.






Anayoldan çıktım. Mobiletli bu kardeşimiz benle sohbet ediyor.



Yazıköy' ün çıkışında dik bir yokuş var.


Mini Kapadokya.


Yazıköy-Günalan yolu.





Günalan Köyü kahvesi. Gayet mütevazi ve keyifli.



---

43. Gün:

Bugün sapa ve dağlık yollarda geçecek. Haritalarda görünmeyen, ama uydudan görünen tarla yollarından geçeceğim. Sabah, bir amcanın çadırımı ayağıyla dürtmesiyle uyandım. "Sen kimsin, nereden geldin?" diye sordu. Asfaltla vedalaşıp sapa güzergaha girdim. Orada keven otu özü toplayan birisiyle tanıştım. Keven otu özü eczacılık ve tekstilde kullanıyormuş. Kilosunun 40 lira olduğundan söz etti. Doğuda yapılan askerlikten sonra dünyanın en zor işiymiş!!!

Gelincik Köyü' ne kadar yol tamamen topraktı. Cahil köylüler o kadar çok tarım ilacı kullanıyorlar ki, Gelincik Köyü resmen zehir kokuyordu. Bu köyün yetiştirdiği ürünlerin Avrupa Birliği' ne gittiğini söylediler. Zehirbaz köylüler. Köy çıkışında taze ekmek kokusu aldım. Kokuyu takip edince fırını buldum ve dev gibi bir taze ekmek aldım. Gölcük' e yaklaştıkça yol yarmalarında pomza tabakalarını gördüm ve doğru yolda olduğuma emin oldum. Geceyi göl kıyısında geçirmeyi planladığımdan ihtiyaçlarımı temin etmek için Yakaören Köyü' ne girdim. Alışverişten sonra Gölcük Volkanı' na doğru tırmanışa başladım. Ağaçlarda çok güzel kirazlar vardı. Bahçesinde çalışan birisini görünce dayanamayıp biraz tatmak istedim. Paşa Sarpkan Abimiz kabul etti. Avrupa için organik kiraz yetiştiriyorlarmış. Bahçedeki kilosu 5 liraymış. Kirazlar yaklaşık 72 saatte gittikleri Avrupa' da kilosu 20 Avro' ya kadar satılıyormuş.

Kiraz tadımından sonra bisikletimin yanına gittiğimde arka milin somununun gevşediğini fark ettim. Ufak bir müdahaleyle sıkıştırıp devam ettim. Volkanın girişinde bekçi benden 3 lira aldı. Kamp kurmak yasakmış, ama ben kalmak istedim. Sesimi çıkarmadan içeri girdim. Göl çevresi çok güzel. DSİ tarafından ağaçlandırılmış. İkinci çıkış yoluna yakın bir noktaya yerleşip önce Bıcır' ın maşa rulmanlarını değiştirdim, sonra ateş yaktım ve sosis pişirdim ve ıhlamur kaynattım. Çok keyifliydi. Bu volkanik gölün tadına da baktım. Suyun tadı içilecek güzellikte. Ateşi söndürüp artıkları temizledikten sonra, ateş yaktığım yerin az ilerisinde çadırımı kuruyorum.

25.66 klm > 2968.20 klm
9.9 km/h ortalama, 39.7 km/h en yüksek hız.

Günalan Köyü' ndeki kamp yerim.


Sabah ıhlamurum.


Kuran Kursu öğrencileri. Beyinleri yıkanıyor.


Günalan Köyü.





Günalan-Gelincik yolu.

























Gelincik Köyü.




Bir gül bahçesi.


Gelincik-Yakaören arası.


Ponza tabakaları.





Yakaören.





Gül yağı içeren sıvılar yola bulaşınca asfaltın rengi değişmiş.



Bu dost beni görünce şaha kalkıyor.


Paşa Sarpkan amcamızın yetiştirdiği 1. kalite kirazlar.


Paşa Sarpkan' a uzun ve sürükleyici sohbeti için teşekkürler.



Gölcük Volkanı/Kalderası yolu.



Vişneler.




Kalderanın tepesine yaklaşırken yol biraz dikleşiyor. Önemli değil.




Gölcük Volkanı.
















Tuvalete saklanmış bir dost.


---

44. Gün: 

Gölcük Volkanı' nda bu geceyi rahatça geçirdim. Gece boyunca beni kimse rahatsız etmedi. Sabahın ilk ışıklarında yavaşça toplanıp farklı bir güzergahtan çaktırmadan ayrıldım. Ayrılış güzergahım, küllü gevşek zeminli ve araçların kaçak giriş yapmasını engellemek için engellerle donatılmıştı. Bisikletle gittiğim için engeller beni bağlamıyordu. Orada gecelemek yasak olmasına rağmen konaklamış ve kimseye çaktırmamıştım. Anneme burasının telefonu iyi çekmediğini hatırlatmama rağmen bunu unutup merakına yenik düşünce park bekçisinin telefon numarasını bir şekilde bulup foyamı ortaya çıkardı. Ah anne ahhh.. Rezil ettin beni. Kaç defa söyledim sana. Halen anlamıyorsun. :) 

Kalderadan çıkış rampası İtalyan stili tatlı eğimli ve bol virajlıydı. Çok güzel manzaralar da vardı tabi. Isparta' ya girdim. Bir peynircide telefonumu şarj ettim. Isparta halkı bana biraz soğuk geldi. Isparta çıkışındaki ilk benzincide yeniden şarj molası verdim. Bugün günlerden cuma. Cuma namazı vaktinde yolların aniden boşaldığına tanık oldum. Yolcu otobüsleri bile namaz molası veriyorlardı. 

Bir benzincide tarım muhabbetine girdim. Benzinci adam bana zehir atılmayan meyvelerin tatsız olduğunu iddia etti. Vay cahil. O zehirli elmaları ailesine de yediriyor mu merak ediyorum. Adama organik tarımı anlatmaya çalışırken cehaleti yüzünden lafı çevirmeye çalışıyordu. Bu sırada yollarda bana sorulan en ilginç sorulardan birisi soruldu: "Sen hangi tarikattansın?" (saçım sakalıma karıştığı için böyle bir tarikatçı izlenimi oluştu galiba)
Cevabım: "Bisikletçiler ve organikçiler tarikatından" oldu. Çok garip bir soru gerçekten. 

Eğirdir inişi, erime aşamasına gelen asfalt sebebiyle pek yapışkandı. Eğirdir Yeşil Ada' da 2009 turumda kaldığım Şehsuvar Pansiyonu ziyaret edip tatlı dilli sahipleriyle hasret giderdim. Yeterince vakit olduğundan yola devam ettim. Antalya yolu kavşağındaki benzincide yemek molası verdim. 

Benzinliğe gelen üç adamla ilginç bir diyalog daha oluşuyor:
Adam: "Bisiklet satılık mı?"
Diğer adam: "Bisiklet satılık mı?"
Ben: "Evlimisiniz?"
Diğer adam: "Evet"
Ben: "Eşiniz satılık mı?"
Diğer adam: "Hayır."

Diğer iki adam bununla dalga geçmeye başladı. İnsan sevdiğini satar mı be?????   

  Gelendost yolundaki önemli yokuş beni korkutmasına rağmen psikolojik olarak iyi hazırlandığımdan fazla sıkmadı. Bariyer işçileri "foto çek, feyse koy" dediler.

İniş ve devamındaki yol kesimi çok güzel ve manzaralıydı. Mahmatlar Köyü' nde zehirli tarım yapan birisiyle de uzun uzun sohbet ettim. Mahmatlar' dan bir kaç kilometre ilerideki benzinciye konaklama için yanaştım.

Benzinci kardeş: "Su mu?"
Ben: "Hayır, konaklama."
Benzinci kardeş: "Tamamdır, sorun yok"

Benzinlik patronu bana karpuz ikram etti. Bisikletle seyahate olan önyargılı sohbetleri vardı. Çadırımı kurduktan sonra yatmaya hazırlanırken benzinci kardeşin arkadaşları geldi. Onlarla da organik tarım sohbeti ettim. Benzinci kardeş bisikletimi denedi. 

76.05 klm > 3044.25 klm
15.5 km/h ortalama, 41.3 km/h en yüksek hız.

Gölcük Kalderası' ndaki kamp noktam.



DSİ tarafından dikilmiş olan bu ağaçların hepsi numaralandırılmış. Burası devlet eliyle resmen cennete çevrilmiş.


Gölcük Kalderası-Isparta arası.

















Isparta' nın kenar mahallelerinin birindeki tarihi kilise.




Isparta şehir merkezi.










Isparta-Eğirdir yolu.


















Eğirdir.









Eğirdir-Gelendost yolu.













Mahmatlar Köyü.




Akşam karpuzu.


----------------------------------------------------- Bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların telif hakları aksi belirtilmedikçe Baki Berk Kayalar' a aittir. Maddi amaç güden çalışmalarda izin almadan kullanılması telif hakları yasasına göre suçtur. Maddi amaç gütmeyen kullanımlarda ise kaynak belirtilerek yayınlanması önemle rica olunur. Aksi takdirde bu blog sayfasında yer alan fotoğrafların izinsiz kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Öneri ve destekleriniz için baymineral@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

2 yorum:

  1. Sizin turlarınızı takip eden amatör bir bisikletçiyim. Bu arada turunuzun bu bölümünde geçtiğiniz Eğirdir'deki tren istasyonunun 2001 Aralık'ta kapatılması ve oranın yaklaşık 11,5 yıl atıl bırakılması üzücü bir durum. Keşke o hat çift hatlı hale getirilse ve istasyon harap halden kurtarılıp yeniden işler hale gelse.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bu hat raylar sökülmeden bisiklet yolu haline getirilip, Konya' ya kadar sıfırdan çift hatlı-elektrikli hat döşense çok daha iyi olur.

      Sil

Bu blog sayfasındaki tüm yazılı ve görsel materyallerin (sponsor ve kardeş site bağlantı logo ve yazıları ile gazete küpürleri hariç) telif hakları Bâki Berk Kayalar' a aittir. Kullanmak istediğiniz görsel ve yazılı materyal için baymineral@gmail.com adresinden Bâki Berk Kayalar' a ulaşabilirsiniz.

Saygılarımla.